Meme biyopsisi ne zaman yapılmalı?
M.S 42 yaşında.
Jinekoloğunun isteğiyle yaptırdığı meme kanseri taramasında 20 mm boyutunda solid bir kitleye rastlanmış. Radyoloji uzmanı “kesinlikle iyi huylu” anlamında bir sonuç vermiş ve herhangi bir öneride bulunmamış.
Jinekolog ise radyoloğun raporuyla yetinmeyerek M.S’yi bir cerraha yönlendirmiş.
M.S’nin gittiği cerrah “20 mm ve daha büyük kitlelere biyopsi yapmak gerekir” diyerek biyopsi önermiş ve eklemiş: “Kitle elle hissedilemiyor. Radyolojiye gidin; onlar görerek ince iğne biyopsisi yapsınlar”.
GERÇEK 1. Boyutu ne olursa olsun (!) tecrübeli bir radyolog memenizdeki kitlenin “iyi huylu” olduğunu söylüyorsa biyopsi gereksizdir, yaptırmayın!
GERÇEK 2. Boyutu ne olursa olsun, cerrahların çoğunun elle hissedebildikleri kitleleri cerrahi yöntemlerle (lokal ya da genel anestezi altında keserek) çıkartmak eğiliminde olduklarını unutmayın (cerrahi biyopsi)! Yukarıdaki örnekte hastamızın biyopsi için radyoloğa yollanmasının tek nedeni cerrahın kitleyi elle hissedememesiydi.
Oysa elle hissedilsin ya da hissedilmesin, her meme biyopsisi meme radyolojisinde yeterli eğitim almış radyologlar tarafından yapılabilir ve yapılmalıdır (radyolojik biyopsi). Cerraha sadece “tedavi olmak” için gidin, tanı konulmak için değil! Meme konusunda tedaviye ihtiyacınız olup olmadığını söylemesi gereken hekim ise “meme radyoloğudur”.
.
GERÇEK 3. İnce iğne biyopsisi (İİAB) ile tatminkar tanı konamaz! Radyolog diğer hekimlerin emir kulu gibi hareket ederek kendinden isteneni yapmakla yetindiğinde İİAB’den sonra cerrahi biyopsi de yapılması genellikle kaçınılmaz olmaktadır!
Unutmayın, Türkiye’de sağlık sistemi gereksiz meme cerrahilerini teşvik eder durumdadır!